Sayfalar

28 Ekim 2013

Altınbaşak Otu (Solidago Virgaurea)


                Bitkisel tedavi yöntemlerinde sıkça başvurulan hemde pek fazla soruna çare olan bitkilerin başında Altınbaşak otu gelir. Şifalı bitkiler içinde kendisine en üst sıralarda konum bulan bu bitkimiz gerçek anlamda bir hazinedir böylece biz insanların sağlığı amacıyla son mertebe yararlıdır.

                Altınbaşak bitkisi hususunda yaygın özelliklerinden bahsedecek olursak ; öncelikli olarak yaz mevsiminin Ağustos ayında çiçeklenmeye başladığı vakit içinde bu otun sapı orta bölümünden kesilir böylece nemsiz bir yerde kurutulmaya bırakılır. Kurutma işlemi otu baş aşağı asarak gerçekleştirilir. İyice kuruduktan sonra ise saplarıyla birlikte ince ince kıyılır ve tekrar mümkün olduğunca ışıktan uzak, hava almayacak kaplarda saklanır.

                En bilinmekte olan ve yararlı olan nitelikleri içinde antiseptik etkisi gelir. Pekala, bu güzide otun daha ne gibi faydaları bulunmaktadır? Altınbaşak otu  hususunda detaylı bilgi edinmek amacıyla gelin hep birlikte yararlarına göz gezdirelim.

                Altınbaşak bitkisinin yararları
Altınbaşak bitkisi öncelikli olarak olabildiğince güçlü bir idrar artırıcı özelliğe sahiptir. İnsanın idrar yollarını açarak ferahlamasına destek olur.
• Bununla birlikte bağırsaklarda meydana gelen gazı çıkartıcı hemde antiseptik etkisi vardır.
Altınbaşak bitkisi yine çeşitli bağırsak rahatsızlıklarında ile çeşitli sebeplerle meydana gelen kanamalarda kullanılır. Böbrek hastaları amacıyla ise olabildiğince faydalı bir bitki türü olduğu bilinmektedir. Böbrek ile alakalı bütün rahatsızlıklarda son mertebe aktif hemde etkin rol oynar.
• Bu otun çiçekleri ile Yaprak kısmı tercihen çay olarak da hazırlanıp tüketilebilir. Gerçek anlamda şahsı ferahlatıcı ve aynı sürede ferahlatıcı bir etkiye sahiptir. Şahısın bütün gerginliğinden ve stresinden uzaklaşarak gevşemesine ve sinir sisteminin yatışmasına destek olur.
• Bedende olan fazla sıvıdan kaynaklı doğan şişkinlikleri indirme ile bedenden fazla sıvıyı atabilme hususunda da son mertebe başarılıdır. Bu nedenle de böbrek rahatsızlıklarında değerli rol üstlenir.
• Kişinin stresten kaynaklı oluşan kalp çarpıntılarını sonlandırarak kalp ritmini düzene sokar.
• Yüksek kan basıncı hastaları için de son mertebe yararlıdır.
• Romatizma ile varis gibi eklem rahatsızlıkları için de son mertebe yararlıdır.

• Mide rahatsızlıklarında, başta mide sıvısını dengelemede de yine son mertebe yararlı ve faydalı bir bitki türü olarak karşımıza çıkar.

23 Ekim 2013

Aslan Kuyruğu


            Bitkisel tedavi teknikleri yer yüzünün hemen hemen her yerinde kullanılır. Şifalı bitkiler kullanılarak yapılan tedavilerde hastaların iyileşmesi garanti altına alınırken türlü kimyevi ilaçların riskine katlanmak zorunluluğu da ortadan kalkmaktadır. Enteresandır yer yüzünün her yerinde yüzlerce senedir kullanılmakta olan tedavi teknikleri bir biriyle ispatlanmış iletişim kurmayan toplumlarda dahi aynıdır. Mesela Avrupalı eski kavimlerin geleneklerinde olan türlü tedavi teknikleri Kızılderili ile Doğu Asya kavimlerinde de gözlemlenmiştir. Tüketim biçimleri bire bir aynı olmasa da çoğu defa ortak noktalar dikkat çekmektedir. Bu hal da bitkilerin güvenilir iyileşme teknikleri olduğunun bir ispatıdır.

            Aslan Kuyruğu ismi verilen bitki türü de yer yüzünün pek çok bölgesinde yüzlerce senedir etkili olan gıdalar içerisindedir. Aslan Kuyruğu daha çok Avrupa ' da yetişebilmektedir. Fakat türlü Asya ülkeleriyle Amerika ' nın kuzeyinde de bu otun üretildiği hemde kullanılmakta olduğu tespit edilmiştir. Aslan Kuyruğu daha çok soğuk ülkelerin otudur. Avrupa ' da da daha çok Kuzey ile İskandinavya ülkelerinde yetiştiği bilinmektedir.

            Aslan Kuyruğu otu bir metreden aşkın uzunluğa ulaşabilir. Bahar mevsiminde dallar etrafında yüzlerce çiçek meydana getiren bitkinin yaprak kısmı ise biraz daha ayrıksıdır. Bu haliyle orjinal yapısı meydana çıkmaktadır. Kokusu ile tadı gayet iyi olan otun yeşil yaprak kısmı da ilgi çekici bir görsel şölen sunmaktadır. Kuşkusuz bitkisel tedavi yöntemleri bakımından da büyük yararlar taşımaktadır.

            Aslan Kuyruğu bitkisi çay olarak kullanımı yapılabilmektedir. Bunun Dışında bitki özsuyundan oluşturulan sıvılar da gıda desteğinde ve ilaç üretiminde kullanılır. Bu bitki türü gövdesi, dalları, Yaprak kısmı ve çiçekleriyle tam olarak tıbbın konusu şekline gelmiş bir bitki türüdür. Çay olarak hazırlanışı bir su bardağı suya üç ya da 4 gram ufalanmış bitki atılması ve beraber kaynatılması tarzındadır. Daha sonra süzülerek içilir. Öbür tüketim şekli de bitkiden elde edilen sıvıların farklı biçimlerde Dahilen olarak kullanılabilmesidir. Bu bitkiden elde edilen macunların da sıklıkla tüketildiği bilinmektedir.

Aslan Kuyruğu Yararları
• En fazla kalp ve damarlarda karşılaşılan problemler amacıyla kullanılır. Kalp problemlerinin çözümünde aktif rol oynar.
• Kalbin düzensiz ya da süratli atışı sorununu ortadan kaldırarak düzenli kalp atışı sağlar.
• Adet düzensizliğini ortadan kaldırır.

• İyi bir sakinleştiricidir. Depresyon ilaçları kadar faydalı tesir yapar.

19 Ekim 2013

Alıç (Crataegus Monogyna)


Alıç , altı metreye dek uzayabilen nadir olarak on iki metreye ulaşabilen, dikenlerle bezeli bir ağaçtır. Pembe ile beyaz renge sahip çiçekleri açar, daha çok yabani olarak yetişmektedir. Meyveleri muşmulaya benzeri, kırmızı ya da koyu sarı renklerdedir. Alıç meyvesinin tadı mayhoştur, ekşi muşmula olarak da bilinmektedir. Özellikle C vitamini olmak üzere türlü vitaminler içerir.

Alıç yaprağı, çiçeği ve meyvesi kullanılmaktadır. Alıç çiçeğinden yapılan alıç çayı, kalp krizi tehlikesini azaltır hemde kalp krizi sonrası tedaviyi kolaylaştırır. Lapa durumuna getirilip şişliklerin üstüne konursa, şişliklerin inmesine yararı olur. Alıcın sıvısı şerbet yapılıp içilirse baş ağrısına uygun gelir. Epey süreli tüketildiğinde bedende alışkanlık yapmaz hemde fazlası birikerek bünye için zarar verici olabilecek maddeler oluşturmaz. Bu sebeple de rahatlıkla uzun zaman kullanılmaktadır. Alıç sirkesi yapılarak da pek çok hastalığın tedavisinde destek olarak kullanılmaktadır. Sirkesi ağırlıklı olarak Bolu ' da üretilmekle beraber Bolu sayılmazsa da Ayvalık ' ta Cunda Adası ' nda bir miktar üretimi yapılmaktadır.

Genellikle dağlık bölgelerde ile çalılık bölgelerde yetişen alıç ağacı, hafızayı hemde kalp kaslarını güçlendirme tesiri bulunmaktadır. Aynı sürede meyvesi, kalp ile damar rahatsızlıklarına karşı tabi bir ilaç olarak gösterilen şifalı bitkiler içinde sayılmaktadır. Bu nedenle de kalbin en yararlı ilacı olarak tanımlanabilir.

Alıç Yararları
• Anjin, ateroskleroz, konjestif, hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi kalp damar hastalıklarından korunmak amacıyla ve iyileşme esnasında tıbbi tedaviye destek olarak kullanılmaktadır,
• Alıcın içeriğinde olan bioflavonoid maddesi antioksidan özellik taşır,
• Kalbin oksijen ile kan akışının artmasına destek olarak, kan damarlarının duvarlarını kuvvetlendirir, • Kalp ritim bozuklukları, sinirsel çarpıntılar, ağır enfeksiyon rahatsızlıkları sonrasında kalp kasları zafiyet, kalp krizi sonrası, yüksek kan basıncını ile damar sertliğinin iyileştirilmesinde çok faydalıdır,
• Yüksek tansiyonu azaltır,
• Kolesterolü azaltır,
• Sinir sistemini yatıştırır ve kasılmaları azaltır,
• İdrar söktürücüdür,
• Böbrek kumlarını döker,
• Kabızlığı giderir, ishali keser,
• Mideyi güçlendirir, safranın çoğalmasını engeller,
• Boğaz iltihabına ve göğüs nezlesine faydalı gelir,
• Uykusuzluk için, uyku düzenleyici olarak tavsiye edilir,
• Zayıflama gayesiyle diyete destek olarak kullanılmaktadır,
• Cinsel gücü arttırır,
• Beyne giden kan akışını yükseltir,

• Şeker rahatsızlığına faydalı gelir.

14 Ekim 2013

Genç Görünmek İçin Aloe Vera

Uzmanlar, lekeli ciltlere üzüm çekirdeği, dut ve meyan kökü ekstresi ile bakım ve orta derinlikte peeling; kuru ciltlere jojoba yağı, primrose oil, avokado yağı ile masaj; yağlı ve akneli ciltlere ise beyaz kil maskesi ile deniz yosunu özü, lipozom maya konsantresi ile bakım ile genç ve sağlıklı bir cilt ile zamana meydan okunulabileceğini belirtiyor.
Normal cilde oksijen veren maskeler ile bakımın etkinliğini arttırılırken; hassas cilt bakımında yeşil çay, aloe vera, yaban mersini, ahududu gibi yatıştırıcıların kullanılabileceği ve K vitamini ile damar duvarlarının güçlendirilebileceğini ifade ediliyor.
Koru Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhterem Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, derinin organizmayı dış etkenlere karşı koruyan, sıvı ve ısı dengesini sağlayan, salgı yapan, duysal ve immünolojik işlevi olan, insan vücudunun yaklaşık 2 metrekaresini kaplayan en büyük organ olduğunu söyledi.
Çevredeki değişikliklerden ilk olarak cildin etkilendiğini, cildin iç ve dış ortam arasında bariyer görevi yaptığını belirten Polat, çevresel ve mevsimsel değişikliklere uyum sağlayamayan cildin zamanla inceldiğine ve yıprandığına dikkati çekti. Polat, cildin,güneş ışınları, olumsuz çevre koşulları, uzun süreli rahatsızlıklar ve ilaç kullanımı, hormonlu gıdalar, dengesiz beslenme ve sigara gibi etkenlerle yıprandığını dile getiren Polat, zamanla ciltte kırışıklıklar, sararma, kahverengi lekeler, ince kırmızı damarlanmalar gibi renk değişikliği, gevşeklik ve esneklik kaybı gözlendiğini ve bu durumun bakımsızlık halinde daha da hızlandığı uyarısında bulundu.
Polat, zamanın ve olumsuz faktörlerin cilde vereceği zararın azaltılması ya da geciktirilmesinin cilt yapısına uygun bakımla mümkün olduğunu belirterek, cilt bakımının yanlış uygulandığında da zararlı olabileceğini belirtti.
-KURU CİLT, ERKEN KIRIŞMAYA MÜSAİT-
Bakımın, kişinin cilt tipine göre yapılması gerektiğinin altını çizen Polat’ın verdiği bilgiye göre, kozmetikkullanımına ya da güneş hasarına bağlı, gebelik sırasında veya ilaçlara bağlı oluşan lekeli ciltlere pretinol, glikolik bileşik, vitamin C, vitamin E, üzüm çekirdeği ekstresi, dut ve meyan kökü ekstresi aktif içerikleri ile temel bakım öneriliyor. Aydınlatıcı komplex serum ve maskeler kullanılıyor. UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan mikronize çinko oksit ve titanyum dioksit filtreler içeren koruyucular uygulanıyor. Daha iyi sonuçlar için orta derinlikte peeling yapılması tavsiye ediliyor.
Gözenekler küçük, ince bir üst deriye sahip, yağ salgısı normalin altında özellik taşıyan, mat ve nem oranı düşük kuru ciltler, erken kırışmaya müsait oluyor. Soğuk hava, rüzgar, uv ışınları, kötü hava şartları cildin kötüleşmesine yol açabiliyor. Kuru ciltlerde erken yaştan itibaren bilinçli bir bakım uygulanırsa, erken yaşlanmanın önüne geçilebiliyor.
Kuru cilt bakımında, nazikçe cilt ölü hücrelerden arındırılıyor, kir ve makyajı temizleniyor. Vitamin E, Superoxide dismutase, green tea extract, co-enzyme Q-10 aktif içerikleri ile serbest oksijen radikalleri gideriliyor, allantoin, bisabolol, maya extract aktif içerikleri ile yatıştırılıyor. Cilt özelliğine göre maskeler ile bakımın etkinliğini arttırılıyor. Hyaluronik asit ve gliserin ile nemlendiriliyor, jojoba yağı, primrose oil, avokado yağı ile masajdan sonra UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan mikronize çinko oksit ve titanyum dioksit filtreler içeren koruyucular öneriliyor.
-YAĞLI CİLTLERDE SARKMA RİSKİ YÜKSEK-
Parlak görüntülü yağlı ciltlerde ise parlaklık yüzün her bölgesinde görülüyor ve gözeneklerin içi dolu, siyah nokta ve sivilce oluşumuna müsait oluyor. Yağlı cilt, daha uzun süre diri kalıyor, daha az çizgi oluşabiliyor, ancak bakımına dikkat edilmezse sarkma riski artıyor. Yaşlandıkça kırışıklıktan çok derin çizgiler belirgin hale geliyor.
Glikolik bileşik, cildin doğal pH’sı ile uyumlu olarak en hassas ciltlerde bile sağlıklı ve genç bir görünüm sağlıyor, genişlemiş gözeneklerin görünümü azalıyor ve tıkalı gözenekleri açmaya, yağ salgısını düzenlemeye yardımcı oluyor. Salisilik bileşik gözeneklerdeki yağ blokajını azaltan lipidde çözülebilen bir soyucudur. Aynı zamanda yağlı, problemli ciltler için çok gereken antimikrobik, antiseptik özelliği bulunuyor. Komedon temizliği yağlı cilt bakımının en önemli parçasını teşkil ediyor. A vitamini, laktik asit, deniz yosunu özü, lipozom maya konsantresi de yağlı ciltlerde öneriliyor. Fransız beyaz kil maskesi ile yağlı parlak görünüm, genişlemiş gözenekler ve sivilceler kontrol altına alınıyor, cilt arındırılıyor ve onarılıyor. UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan mikronize çinko oksit ve titanyum dioksit filtreler içeren koruyucular ile yağlı cilt bakımı tamamlanıyor.
-OLGUN CİLTLERİN BAKIMINDA ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ EKSTRESİ-
Kadınların ciltlerinde, menopoz öncesinde, sırasında ve sonrasında hormonal değişikliklere bağlı olarak sivilcelenme, tüylenme, lekelenme ya da çizgilerin çoğalması gibi durumlar gelişebiliyor.
Olgun cilt bakımında cilt ölü hücrelerden arındırılıyor, kir ve makyajı temizleniyor, E vitamini, Co-enzyme Q-10, C vitamini, üzüm çekirdeği ekstresi, yeşilçay özü, papaya enzimi, retinyl palmitate aktif içerikleri ile temel bakım yapılıyor. Peptid içeren serumlar, lifting maskeler ile bakımın etkinliğini arttırdıktan sonra yine koruyucular sürülüyor.
-NORMAL CİLTLERE AVOKADO YAĞI İLE MASAJI-
Ortalama gözenekli normal ciltlerde ise burun ve çenede daha çok gözenek olabiliyor, ancak siyah nokta ve sivilce sorunu görülmüyor. Yaş ilerledikçe derinin güzelliğini ve kalitesini kaybetmemesi için genç yaşlardan itibaren koruyucu bakım uygulanması ve doğru bakım ürünleri ile cildin desteklenmesi tavsiye ediliyor.
Normal cilt bakımında da cilt, ölü hücrelerden arındırıyor, temizleniyor ve vitamin E, Superoxide dismutase, green tea extract, aloe vera, co-enzyme Q-10, allantoin, bisabolol, maya extract, GM glukan aktif içerikleri ile temel bakım yapılıyor. Oksijen veren maskeler ile bakımın etkinliğini arttırılıyor. Avokado yağı ile masajın ardından UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan koruyucular kullanılıyor.
-HASSAS CİLTLERE K VİTAMİNİ-
Açık tenli ve renkli gözlü insanlarda hassas cilt yapısı görülüyor. Bariyer fonksiyonu azalmış olan bu cilt, üzerine sürülen herşeye karşı savunmasız olduğundan, yumuşak ürünler kullanılıyor.
Ciltteki hassasiyet uygun cilt bakımı ile kontrol altına alınıyor. Ceramidler, cholesterol, linoleik ve linolenik asit, dimethicon, cyclomethicone cildi koruyan ve epidermisi güçlendiren aktif içerikler, nemlendirici ve antioksidanlar bu bakımın temelini oluşturuyor. Yeşil çay, aloevera, yaban mersini, ahududu gibi yatıştırıcılar kullanılıyor. K vitamini ile damar duvarları güçlendiriliyor ve UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan koruyucular uygulanıyor.

Kaynak

10 Ekim 2013

Ahududu (Rubus İdaeus)


            Ahududu bütün yeryüzünde olduğu gibi yurdumuzda da şöhretli bir bitki türüdür. Lezzetli bir meyvesi bulunan bitki türü eski Yunan mitolojilerinde de kutsal bir bitki türü olarak geçmektedir. Kırmızı renge sahip hemde tatlı olan otun bir fazla faydaları bulunmakla beraber yalnızca lezzeti amacıyla da tercih edildiği bilinmektedir. Frambuaz olarak da isimlendirilen bu otun en meşhur tüketim alanlarından bir tanesi cheesecake yapımıdır. Diğer yandan bu meyveden elde edilen sosla dondurma başta bulunmak üzere türlü tatlıların da içerisinde olduğu mahsuller de üretilmektedir.

            Ahududu meyvesinin en geniş tüketim alanlarından bir tanesi de sağlık amacıyla kullanımıdır. Ahududu içerisinde bulunan maddeler, diyabet hastaları başta bulunmak üzere, romatizmal hastalık çekenler, bronşit sorunundan muzdarip olanlar, idrar yolları enfeksiyonlarına yakalananlar aracılığıyla kullanılmaktadır. Tedavisine destek olabildiği rahatsızlıklar içinde mide ekşimesi, ağız enfeksiyonları, akciğer problemleri benzeri rahatsızlıklar da sayılmaktadır.

            Ahududu otu İda Dağı Böğürtleni olarak da tanınmaktadır. Bu gün vatanımız sınırlarında kalan bu dağın farklı bir adı da Kaz Dağları ' dır. Yunan mitolojisinde sıklıkla bahsedilen bu dağ kutsal Zeus ' un yaşadığı yerdir. Frambuaz da yeryüzü tarihinin en eski sıhhat kaynakları arasına girmiş hemde tıp tarihinde değerli bir yer kaplamıştır.

            Bitkisel tedavi gayesiyle kullanılmakta olan ürünlerin çoğunun modern zamanlarda yaşadığı talihsizlikler ahududu meyvesinin başına gelmemiştir. Bilindiği tüm dönemlerde şöhretli bir bitki türü olan ahududu Avrupa ' da da üretilmiş, Anadolu ile Avrupa ' daki üretilme noktalarından dünyaya yayılmıştır. Bitkisel ürünler kategorisi ismi altında üretimi yapılan sıhhat kaynakları içerisinde de değerli bir yer kaplamış, yer yüzünün pek çok yerinde lezzeti ile sağlıklılığı ile tercih edilmiştir.

            Frambuaz ' ın tüketim alanları içerisinde sıralananlar arasına dahil edilmesi gerekli olan değerli bir tüketim alanı da otun sağlık gayesiyle çay olarak hazırlanmasıdır. Çayın hazırlanışı benzerlerinden biraz ayrıdır. Evvel soğuk suda bekletilir, sonra aynı suda kaynatılır. Sonrasında da süzgeç yardımıyla servis edilir.

            Ahududu Yararları
            Ahududu bitkisi farklı metabolizmik faaliyetlerin düzenlenmesi görevi yapar. Bunların en önemlisi de adet düzensizliğidir.
            İshal benzeri farklı bağırsak problemlerinde aktif çözüm sağlar.
            Boğaz ile akciğer rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.
            Diş etlerinde yaşanan çekilme sorunu başta olmak üzere pek çok ağız ile diş rahatsızlığının çözümünde kullanılmaktadır.

            Mide bulantısı ile mide problemlerinin çözümünde kullanılmaktadır.

7 Ekim 2013

Ahlat (Pyrus elaeagrifolia)


    Ahlat hususunda genel nitelikleri ile alakalı bilgi verecek olursak ; Gülgiller ailesinden olan bir türdür. Bu meyve ismini aldığı Ahlat ağacı üstünde yetişebilmektedir. Ahlat ağacının latince ismi Pyrus elaeagrifolia’dır. Her yerde olabilen hemde kendi kendine yetişebilen ahlat ağacı toplum arasında yaban armudu ya da çakal armudu olarak da bilinmektedir. Bu ağaç kendi kendine olgunlaşma özelliğine sahip olan bir çeşide sahip olup, üstüne armut aşılanmaktadır. Ahlat meyvesi tam olarak anlamıyla büyüdükten sonra tüketilebilir. Büyümeden evvel tüketilmesi kesinlikle tavsiye edilmez. Zira hiçbir faydası görülmez.

             Bitkisel tedavi yani öteki ismiyle tanınan alternatif tıpta her türlü otun önemi ile yeri olabildiğince çokdur. Şifalı bitkiler deyince aklımıza yalnızca birtakım karmaşık bitkiler gelmemelidir. Pek fazla meyve ve sebze de bu faydalı bitkiler içinde sayılmaktadır. Dolayısıyla hepsinin farklı bir görevi ile farklı bir yeri vardır. Ahlat yani yaban armudu da doğal iyileşme amacıyla yararlanılan faydalı otlar ailesinde yer elde etmektedir.

                Pek fazla meyvenin olabildiği gibi elbette ahlatın da tanınan bir takım problemler amacıyla hususi yararları vardır.
 
Ahlatın yararları

• Öncelikli olarak zehirli hayvanların ısırmalarında ya da sokmalarında kullanılarak zehrin bedenden atılmasına destek olur. Bunun amacıyla meyvenin filizleri dövülerek yaralı alana konmalı ve beklenilmelidir.
• Ahlat meyvesini yemek ishal rahatsızlığını önler hemde insanın kendisini toparlamasına destek olur.
• Astıma karşı yararlıdır,
• Böbrekleri çalıştırır,
• Kalbe faydalı gelir

                Tabiatın eczanesinde ahlat ağacı benzeri daha fazla çok keşfedilmeyi ve tanınmayı bekleyen otlar bulunmaktadır. Tüketim ihtiyacınıza göre bu bitkileri tanımalı hemde kendi yararlarınız doğrultusunda kullanmalısınız. Doğa eczanesi bizlere Allah aracılığıyla verilmiş en büyük hazinelerden bir tanesidir ve orada sorunlara derman olamayacak bir çare bulunmamaktadır.

3 Ekim 2013

Adam Otu


       Patlıcangiller familyasına mensup, adem bitkisi, insan bitkisi benzeri değişik isimlere de sahip olan bitki türüdür. Bu isimlendirme tarzı yalnızca Türkçede değil, yabancı dillerde de bu yönde olmuştur. Latince adı Mandragora’dır ve bu kelimenin “man” halinde olan kökü de insan anlamına gelir.
               
                Adam bitkisi ; dolgun hemde kalın bir köke sahiptir. Bu yapısı itibariyle patlıcanlarla akraba olabildiği çok bellidir çünkü köklerindeki dolgun yapı tıpkı patlıcanların gövde yapısına benzemektedir. Toprak üstünde bir gövdeye sahip değildir. Yeşil Yaprak kısmı yere yayılmış biçimde bulunur. Kazık köklerinin yanı sıra, mor renge yakın tonlarda çiçekler açmaktadır. Bunun dışında Ufak boyutlu meyveleri de mevcuttur.

                Adam bitkisi, şifalı bitkiler içinde belki de en kötü üne sahip olandır. Adının de çağrıştırdığı üzere kökleri ve yapraklarıyla tam olarak bir insan gövdesi ile başını akla getiren bu bitki türü, geçmiş zamanlardan beri revaçta olmuştur. Fakat tarihin bir takım kesimlerinde ; dağıttığı şifa ile değil, büyücülük faaliyetlerinde kullanılmasıyla nam salmıştır. Pek tabi olarak kişinin vücudunu tıpatıp çağrıştıran görünümünün bundaki tesiri büyüktür. Bilhassa eski Mısır uygarlığında bu sebeple sıklıkla kullanılmakta olduğu bilinmektedir. Bunu, aynı doğrultuda Roma dönemi izler. Bunun dışında o dönemlerde nadir görülen ve pahalı bir niteliğine büründüğünü de belirtelim.

                Her ne denli geçmişte bu biçimde bir tüketimi olsa da günümüz itibariyle adam bitkisi yararları artık bir çok kaynakta gün yüzüne çıkarılarak bitkisel tedavi amacı ile kullanılır. Bu sebeple başta şifalı bitkiler konusuna ilgi duyanlar özellikle olmak üzere pek çok kişi adam bitkisi nitelikleri bakımından bilgilendirilebilmektedir. Adam otunun insana sağladığı yararlardan bir kaçı şu şekildedir ;

• Merhemi baş ağrısını dindirir,
• İdrar yollarındaki yanma hissini giderir,
• Bağırsak problemlerine faydalı gelir,
• Derideki alerjik oluşumların iyileşmesinde etkin rol oynar,
• Bağışıklık sistemine katkıda bulunmaktadır,
• Cinsel isteği güçlendirici tesiri bulunmaktadır,
• İshal yapıcı etkisi ile kabızlığa karşı etkin rol oynar,
• Etkili derecede uyuşturucu etkisi bulunmaktadır.


                Adam otunun yararları artırılabilir ama en başta sayılması gerekenler bu şekildedir. Hatırlatılması gereklidir ki adam bitkisi yüksek dozda uyuşturucu tesir yapabilen bir bitki türüdür. Bu nedenle kullanımdan evvel bir hekime danışılması önem arz etmektedir.