Sayfalar

27 Aralık 2013

Avokado (Persea americana)


Avokado meyveleri armudu andıran, tüylü hemde kahverengidir. Ana Yurdu Amerika olan bu meyve yurdumuzda ılıman iklim şartlarına sahip yerlerde yetişebilmektedir. Başta Güney yerlerde yetişebilmektedir.

Avokado, genel olarak besin halinde tüketilirken şifa dağıtmaktadır. Enerji veren ve cinsel gücü arttıran özelliklere sahiptir.

Avokado yararları
• Kanser iyileşmesinde kullanılmakta olan kemoterapinin  bedende yarattığı halsizlik ile demir eksikliğini geçirir,
• İçeriğinde A, E ile D vitamini bulunmaktadır,
• Cildi besler,
• Lifli yapısı yardımıyla sindirime yararlıdır,
• Dokuların yenilenmesini sağlar,
• Yaraların hızlı tedavi olmasına yararlıdır,
• Hücre koruyucudur,
• Bağışıklığı kuvvetlendirir,
• Kansere karşı müdafaa edici yararları bulunmaktadır,
• Kalp damar sağlığı korur.

Avokado bir kağıda sarılıp üç gün bekletildiği durumda yumuşar. Daha sonra soyup ezerek tüketmek yararlıdır. Bitkisel tedavi amacıyla avokado yağı kozmetikte sıkça kullanılır. Avokado yağı cildi güzelleştirerek tenin derinliklerine dek işler. Başta çok kuru ile duyarlı ciltlerin güneşin tahripkar etkilerinden korunmasını sağlar. Bunun Dışında kozmetikte avokado sıvısından da faydalanılmaktadır.

Avokado çayı böbrek ağrısını keser, böbrek taşlarının hemde kumlarının dökülmesine yararlıdır. Bu çay için kurutulmuş Yaprak kısmı kullanılmaktadır. Avokado başta deri amacıyla çok değerli ve yararlıdır. Orta Amerika meyvesi olan avokado Epey zamandır yurdumuzda yetişebilmektedir. Avokado meyvesinde sabit yağlar, protein ile vitamin vardır. Bunun Dışında yapraklarında da antioksidan maddeleri bulunur. Antioksidanlar direnç sistemini kuvvetlendirmek bakımından çok önemlidir.


Şifalı bitkiler içinde avokado kansere karşı müdafaa edici etkiye sahiptir. Bunun Dışında avokadonun Yaprak kısmı ile meyveleri kaynatılarak su elde edilir. Bu su yüksek tansiyonu düşürmektedir. Yaprak Kısmı ishali kesme etkisine sahip maddeler içerir. Bunun Dışında avokadonun aromasından parfüm üretiminde da kullanılır. Avokado bol vitaminler ile mineraller içerdiğinden fazla besleyici bir meyvedir. Avokado yağı tenin yenilenmesini hemde nemlenmesini sağladığı amacıyla genel olarak güneş yağlarında ve kremlerde kullanılır. Cildi besler, zarar görmüş cildi tazeler. Avokado ile hazırlanacak olan maskeler kırışıklıkları açma hususunda çok başarılır. Avokado maskesi için 1 avokado ezilir, 1 tatlı kaşığı elma sirkesi, 1 tatlı kaşığı bal konularak temizlenmiş bedene uygulanır. Bu maske ilk olarak haftada 1 daha sonra ayda 1 yapılmalıdır.

7 Aralık 2013

Ateş Dikeni (Pyracantha)


                Ateş dikeni , adından da belirli olduğu gibi dikenlidir . Başta beyaz ile Ufak çiçekler açar. Ateş dikeni Gülgillerdendir ve uzunlığu üç ile beş metre arasında uzayabilmektedir. Genellikle parkları güzelleştirmek gayesiyle yetişmektedir. Ateş dikeni meyveleri kırmızı tondadır. Bu otun asıl yurdu Asya ülkeleridir. Killi toprağı sever ve nemli ortamlarda yetişmektedir.

                Ateş dikeni çiçekleri çok güzel bir kokuya sahip değildir. Yaz sonlarında öbek halinde meyveleri yetişmektedir. Bu meyveler olgunlaştığında yenilir. Meyvelerinden reçel yapılır. Ateş dikeninde oksijen siyanürü adı verilen bir madde vardır. Bu madde nefes darlığına çok yararlı gelir fakat çok yenildiğinde zehirleyebilmektedir. Avrupa ' da ateş dikeni meyvelerinden kalp fonksiyonu ile ritim bozuklukları rahatsızlıklarının iyileşmesinde tüketilmesi ateş dikeni özellikleri içinde yer almıştır.

                Ateş Dikeni Yararları
·         Solunum yollarını açar,
·         Hipertansiyona yararlıdır,
·         Boğaz iltihabı ile enfeksiyon rahatsızlıklarının iyileşmesinde destek niteliktedir,
·         Kalp sağlığı bakımından yararlıdır,
·         Bedene yararlıdır, tenin nem dengesini kurmasını sağlar,
·         İlaç üretiminde kullanılmaktadır.

                Bilindiği üzere Uzak Doğu geleneksel tedavilerinde şifalı bitkiler yoğun bir biçimde kullanılır. Ateş dikeni başta yeni bilimsel araştırmalara konu olan bir bitki türüdür. Ateş dikeni Gülgiller ailesindendir, fakat yalnızca yaprak yapısı bu aileye benzerlik göstermektedir. Ateş dikeni çalı grubu bitkilerindendir. Bu sebeple özen göstermeye ihtiyaç duymadan yetiştirilmesi mümkündür. Ateş dikeni yurdumuzda çok yaygın kullanılmakta olan bir bitki türü değildir. Ancak bitkisel tedavi uygulamalarında faydasının fazla olduğu görülmektedir.

                Ateş dikeni meyvelerinden ve kalın yapraklarından elde edilen çay tüketilerek faydalanılır. Yaprak Kısmı ile meyveleri ilk olarak kurutulur. Daha sonra bir litre denli suda bir avuç miktarı kadar kuru bitkiden atılarak on dakika kadar kaynatılır. Böylelikle çay elde edilir. Bu çaydan üç fincan tüketmek genel kalp sağlığı ile tansiyonun dengelenmesi bakımından çok yararlıdır. Son zamanların en çok çalışma konusu olan ateş dikeni, kalp iyileşmesinde kullanılırken bir yandan da bu bitkiden türlü ilaçlar elde edilmektedir. Başta kalp ilaçları üretiminde bu bitkiden faydalanılmaktadır.


                Ateş dikeni meyveleri mevsiminde taze olarak da kullanılması de alternatif iyileşme bakımından aynı tesiri göstermektedir. Ancak kurutulup saklanması otun temini bakımından kolaylık sağlamaktadır.  

25 Kasım 2013

At Kuyruğu Otu (Equisetum)



                Kaynakta Latince ismi, equisetum arvense olarak geçen at kuyruğu bitkisi için ; kırkilitotu, zemberek bitkisi, çam bitkisi, kırk boğum, tilkikuyruğu, katır kuyruğu, temizleme kamışı ile çayır atkuyruğu benzeri isimler de kullanılmaktadır. Otsu ile çiçeksiz olma özelliğine sahip bulunan at kuyruğu bitkisinin, Türkiye ' de tahmini yedi türü vardır. At kuyruğu bitkisi genel olarak serin mevsimlere dirençli bir bitki türü olma etkisine sahiptir. Bataklık ve sulak topraklarda, nemli arazilerde, dere ile nehir kıyılarında, göllerde, çayırlarda yetiştirilen bir bitki türüdür. Başta balçıklı topraklardan toplananları diğerlerinden daha faydalı olma etkisi taşımaktadırlar. Otun toplanma sezonu mayıs ile haziran ayları içerisindedir. Toplanma zamanında bitki türü yeşil durumda iken, sapın toprağa yakın kısmından kesilerek, gölgede hemde serin hava alan bir yerde kurutulur. Geçmiş zamanlarda insanoğlu, bu şifalı bitkiyi at kuyruğu çayı yaparak tüketirler böylece bu çayın faydalı bir idrar söktürücü olduğunu düşünürlerdi.

                At Kuyruğu Yararları

At kuyruğu bitkisi, ağır mesane ile böbrek rahatsızlıklarının tedavi olmasına büyük etmeni bulunan bir bitki türüdür. Ve yine şiddetli mesane üşütmeleri ile kramplara karşı kaynatılmış at kuyruğu otu buğusu ile yapılan kompres yardımıyla hastalıktan kurtulmak mümkün olmaktadır olabilir.
• Böbrek çanağı iltihabında çok tesirli bir ilaç olarak kullanılmaktadır.
• Ayrıca şifalı bitkiler içinde taş ile kum problemlerinde da değerli bir yeri bulunmaktadır.
• Kemiklerin ve kasların güçlenmesine böylece kuvvetlenmesine destek olur.
• İdrar söktürücü niteliğinin yanı sıra, ödem yok edici etkisine de sahiptir.
• Ayrıca kandaki akyuvar miktarının artmasına tesir eder.
• Kirli kanı temizlemede ve ishali kesmede etkin rol oynar.
• Kanama durdurucu etkisine sahiptir. Bu nedenle ; burun kanamalarında, akciğer, rahim, basur ile mide kanamalarında tüketildiğinde olabildiğince faydalı neticeler verir.
• Bademciklerdeki, dişetlerindeki iltihaplarda ve yine dişeti kanamalarında tesirli bir biçimde kullanılır.
• Uzun müddet devam eden süreğen bronşitlerde ve tüberküloz rahatsızlığına karşı tesirli bir biçimde kullanılmaktadır böylece olabildiğince pozitif neticeler verir.


                At kuyruğu otunu kullanırken kesinlikle bir bitkisel tedavi uzmanına danışmak gerekir. Bu bitkinin kimi zehirli çeşitlerinin olabileceği unutulmamalı. Bunun dışında bilir kişi tarafından belirtilen tüketim dozajı dışına da çıkmamak ve dikkatli kullanmak gerekir.

14 Kasım 2013

At Kestanesi (Aesculus)



At kestanesi , Sapindaceae familyasından Latince ismi Aesculus olan ağaç ya da çalı formunda, kış mevsiminde yapraklarını döken türlerin ortak adıdır.

Kestaneyi çağrıştıran meyveler veren at kestanesi ağacı, tahmini olarak on beş ile yirmi metre arasında yüksekliğe sahip olan, iri gövdeli ve ekseriyetle süs ağacı olarak yeştirilebilen bir ağaç çeşitidir. Balkanlarda daha çok görülmekle beraber, Kuzey yarımkürenin hemen hemen tamamında yetişmektedir. İçeriğinde saponinler, tanen, glikozitler ile acı madde barındırır. At kestanesi, tohumları, yaprak kısmı ağacının kabuğu ile çiçekleri yüzlerce yıldır bitkisel tedavi gayesiyle kullanılmakta olan şifalı bitkiler içinde yer almıştır. Bayanların deri bakımları ile vücut bakımları amacıyla kullandıkları kremlerin içerisinde asıl etken madde olarak yer almıştır. Bunun Dışında at kestanesi yağı da dıştan tende hemde bedende kullanılır.

At Kestanesinin Yararları
• Ciltteki genişlemiş gözenekleri sıkılaştırıyor,
• Yüzdeki kırmızı kılcal damarları imha ediyor,
• Damar büzücü tesiri bulunmakta, bu tesiri ile varis hastalarında dolaşımı tertip eder, varis ağrısını hafifletir,
• Romatizmalı ağrıları azaltır, kas ağrılarına faydalı gelir,
• Saç kaybını engellemek amacıyla kullanılmaktadır,
• Yüzde olan güneş lekelerini gidermeye destek olur,
• Hemoroit iyileşmesinde kullanılmaktadır, damar esnekliğini arttıran bu otun içerisinde aescin adlı kılcal damar kanamalarını durduran bir doğal enzim vardır,
• Göğüslerin toparlanmasında etkin rol oynar,
• Cildi gerginleştirme ile kırışıklıkları giderme tesiri bulunmaktadır,
• Gevşemiş hemde sarkmış olan boyun derisi amacıyla kullanılmaktadır,
• Göz çevresindeki kırışıklıkların giderilmesi amacıyla de masaj yapılarak kullanılabilmektedir,
• Düzenli tüketildiğinde ciltteki çatlakların düzelmesinde yararlıdır,
• Yapraklarından oluşturulan at kestanesi çayı, ateşi düşürmede kullanılmaktadır, bunun dışında soğuk algınlığına faydalı gelir hemde uyku sorunu bulunan kişiler için tavsiye edilir.

Evinizde at kestanesinden losyon hazırlamak isterseniz, dört - beş tane at kestanesini rendeleyin. iki su bardağı suyun içine iki adet at kestanesini yaprağı ile beraber atın. Bir miktar kaynatın. Sonrasında on beş ile yirmi dakika arasında demlenmeye bırakın. Soğuduktan sonra süzerek hazırlamış olduğunuz losyonu, ağrıyan ayaklarınızda, varis problemi bulunan bacaklarınızda ya da üst tarafta yararlarını saymış olduğumuz bölgelerde rahatlıkla kullanabilirsiniz. Sürekli olarak deri bakımı yapar gibi kullandığınızda yararlarını görmeye başlayabilirsiniz.

Not : Zehirli olduğu için direk yenmemelidir.


8 Kasım 2013

Böğürtlen (Rubus)


                Böğürtlen ( Rubus fruticosus) toplum içinde ; diken çileği, diken dudu ile diken dutu gibi isimler ile de bilinmektedir. Ahududu ile çileği andırmakla beraber gülgiller ailesine ait bir bitki türüdür. Böğürtlen ormanlık alanlarda, yol kıyılarında, bahçelerde, pek çok yerde ve çoğu toprakta kendi kendine yetişebilen bir bitki türüdür. Tahmini 2 bin yıldır, pek çok sağlık sorununu gidermekte ve önlemede yararlanılan şifalı bitkiler içinde yer alır ve fazlaca yararlı bir bitki türüdür. Böğürtlen bitkisi , dikenli bir gövdeye ve yaz kış dökülmeyen yapraklara sahip bir bitki türüdür. Yazın pembe ile beyaz renge sahip açan çiçekleri, sonbahara doğru kırmızı ile siyah renge sahip meyvelere dönüşmeye başlar. Böğürtlen pek çok değişik biçimde tüketilmesi mümkün olan bir bitki türüdür. Mesela taze olarak meyve şeklinde tüketilebilir ya da meyvelerinden böğürtlen reçeli ile şurubu elde edilebilir. Bunun Dışında türlü şekerlemelerde, pasta yapımlarında ve süslemelerde de kullanılmaktadır. Çiçeğinden ve yapraklarından cilt bakım mamulleri hazırlanabilir. Daha çiçek açmadan toplanarak kurutulan yapraklarından böğürtlen çayı elde edilir. Böğürtlenin meyvesinde ; sabit ve uçucu yağlar, meyve şekeri, organik asitler, C vitamini ile demir, yaprağında ise ; tanen ve yine organik asitler vardır.

Böğürtlenin Yararları

• Kanamaların yok edilmesinde, başta burun ile mide kanamalarında kullanılmaktadır,
• Hazımsızlığa faydalı gelir,
• Romatizma şikayetlerinde kullanılmaktadır,
• Böğürtlen kökü kandaki diyabet miktarını korumakta tesirli olduğundan şeker hastaları tarafından kullanılabilmektedir,
• Böğürtlen meyvesi ile çekirdeği bağırsakları yumuşatmaya destek olmaktadır,
• Böğürtlen yapraklarından elde edilen çay, ishali keser. Bunun Dışında bağırsak ile hemoroid kanamalarının durmasını sağlar,
• Bunun yanı sıra ağız içerisinde çıkan yaralara ve dişeti iltihaplarına karşı olabildiğince etkin rol oynar,
• Boğazda ve bademciklerde meydana gelen enfeksiyonlara karşı etkin rol oynar,
• Aynı sürede saç kaybını engelleyici özelliğe sahiptir,
• İçeriğinde olan maddeler yardımıyla kansere karşı müdafaa edici özelliğe sahip bir bitki türüdür,
• Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olmaktadır,
• Varis tedavisinde yararlanılan bitkisel tedavi yöntemine yardımcı olmaktadır,
• Vücudu toksinlerden temizlemeye destek olan bir bitki türü özelliğini taşır,
• Cilde parlak ve gergin bir görünüş vermek ismine, deri bakımı amacıyla kullanılır,

                Tüm bu yararlarının yanı sıra, böğürtlenin bilinmekte olan büyük bir yan tesiri bulunmamaktadır. Fakat bütün bitkisel ürünler için geçerli olan tedavi gayesiyle kullanımlarda, başta teşhis ile tedavi yollarını belirleme aşamasında, bir uzmana danışmadan hareket etmemek gereklidir.

2 Kasım 2013

Aslanpençesi (Alchemilla)


                Aslanpençesi , fazla senelik otsu bir bitki türüdür. Genel Olarak yirmi - otuz santimetre dolaylarında bir uzunluğa sahip olup, yerde yayılım göstermektedir. Gülgiller grubunun bir alt türüne mensup bulunan aslanpençesi, yeşil renge sahip ile uzaktan bakıldığında adını hak edecek türden pati izlerine andıran yapraklara sahiptir. Yaprağın uzunca bir sap bölümü ile bunun en tepe bölgesinde pati izi görünümüne sahip bulunan yayvan bölüm yer alır. Bu kısmın çevresi, tıpkı bir testere ağzını andıracak biçimde tırtırlıdır. Çiçekler ise otun en üst kısımlarında, budaklı biçimde görünür. Koyu tonları başta bulunmak üzere genellikle sarıya yakın, kimi cinslerinde ise yeşil çiçekler açan aslanpençesi, söz konusu çiçeklerini en üst tarafta toplu halde yetiştirmektedir. Lakin bu çiçeklerin ebadı, başta yapraklarıyla karşılaştırıldığında fazlaca küçüktür. Köklerinin toplanması ile ekimi mümkün olan bitki türü, çiçeklenme dönemi olan yaz mevsiminde bu işleme elverişli duruma gelir.

                Aslanpençesi, köken olarak şu ya da bu yere bağlıdır denilemeyecek denli yaygın bölgelerde yaşamaktadır. Asya, Avrupa, Afrika benzeri çok büyük kıtaların tamamına yayılmış olan bitki türü, özellikle bu kıtaların dağlık alanlarında kendisine olgunlaşma alanları bulabilmiştir. Fakat bu hal, yalnızca bir genellemeden ibaret olup, otun elverişli koşulları bulabildiği müddetçe her yerde yetişebileceği gerçeğine aksi bir kanıt teşkil etmemektedir.

                Aslanpençesi otunun Türkiye’de kırkbaş, aslankulağı benzeri adlarla anıldığını da görmekteyiz. Başta aktarlarda kolayca bulunabilecek olan aslanpençesi kimilerinde bu adlarla tanınabilmektedir.

                Aslanpençesi, şifalı bitkiler içinde yer elde etmektedir. Bu bakımdan ; bitkisel tedavi amacıyla de olabildiğince kullanışlıdır. Aslanpençesi yararları olarak gösterilebilecek tesirlerden birkaçı şu şekildedir ;
• Birçok kadın rahatsızlığının tedavisine faydalı gelir,
• Adet dönemlerinin düzene kavuşmasını sağlar,
• Harici tüketimi ile çıbanlar ile yaraların tedavi olmasını hızlandırır,
• Anne sütünün artmasını sağlar,
• Damar sertliklerine karşı yararlıdır,
• İshal problemlerine karşı etkin rol oynar,
• AFT (ağız yarası) hastalıklarında tıpkı bir ağız çalkalama benzeri görev yapar,
• Menopoz sürecinde psikolojik olarak ferahlama sağlar,
• Sara hastaları için ferahlatıcı yararları vardır.


                Haricen tüketimi istisna olmak üzere öteki etkilerinden yararlanmak amacıyla ; çiçeklenme dönemi öncesinde toplanan yapraklarının kurutulması ile elde edilecek olan çayın içilmesi yeterli olacaktır.

28 Ekim 2013

Altınbaşak Otu (Solidago Virgaurea)


                Bitkisel tedavi yöntemlerinde sıkça başvurulan hemde pek fazla soruna çare olan bitkilerin başında Altınbaşak otu gelir. Şifalı bitkiler içinde kendisine en üst sıralarda konum bulan bu bitkimiz gerçek anlamda bir hazinedir böylece biz insanların sağlığı amacıyla son mertebe yararlıdır.

                Altınbaşak bitkisi hususunda yaygın özelliklerinden bahsedecek olursak ; öncelikli olarak yaz mevsiminin Ağustos ayında çiçeklenmeye başladığı vakit içinde bu otun sapı orta bölümünden kesilir böylece nemsiz bir yerde kurutulmaya bırakılır. Kurutma işlemi otu baş aşağı asarak gerçekleştirilir. İyice kuruduktan sonra ise saplarıyla birlikte ince ince kıyılır ve tekrar mümkün olduğunca ışıktan uzak, hava almayacak kaplarda saklanır.

                En bilinmekte olan ve yararlı olan nitelikleri içinde antiseptik etkisi gelir. Pekala, bu güzide otun daha ne gibi faydaları bulunmaktadır? Altınbaşak otu  hususunda detaylı bilgi edinmek amacıyla gelin hep birlikte yararlarına göz gezdirelim.

                Altınbaşak bitkisinin yararları
Altınbaşak bitkisi öncelikli olarak olabildiğince güçlü bir idrar artırıcı özelliğe sahiptir. İnsanın idrar yollarını açarak ferahlamasına destek olur.
• Bununla birlikte bağırsaklarda meydana gelen gazı çıkartıcı hemde antiseptik etkisi vardır.
Altınbaşak bitkisi yine çeşitli bağırsak rahatsızlıklarında ile çeşitli sebeplerle meydana gelen kanamalarda kullanılır. Böbrek hastaları amacıyla ise olabildiğince faydalı bir bitki türü olduğu bilinmektedir. Böbrek ile alakalı bütün rahatsızlıklarda son mertebe aktif hemde etkin rol oynar.
• Bu otun çiçekleri ile Yaprak kısmı tercihen çay olarak da hazırlanıp tüketilebilir. Gerçek anlamda şahsı ferahlatıcı ve aynı sürede ferahlatıcı bir etkiye sahiptir. Şahısın bütün gerginliğinden ve stresinden uzaklaşarak gevşemesine ve sinir sisteminin yatışmasına destek olur.
• Bedende olan fazla sıvıdan kaynaklı doğan şişkinlikleri indirme ile bedenden fazla sıvıyı atabilme hususunda da son mertebe başarılıdır. Bu nedenle de böbrek rahatsızlıklarında değerli rol üstlenir.
• Kişinin stresten kaynaklı oluşan kalp çarpıntılarını sonlandırarak kalp ritmini düzene sokar.
• Yüksek kan basıncı hastaları için de son mertebe yararlıdır.
• Romatizma ile varis gibi eklem rahatsızlıkları için de son mertebe yararlıdır.

• Mide rahatsızlıklarında, başta mide sıvısını dengelemede de yine son mertebe yararlı ve faydalı bir bitki türü olarak karşımıza çıkar.

23 Ekim 2013

Aslan Kuyruğu


            Bitkisel tedavi teknikleri yer yüzünün hemen hemen her yerinde kullanılır. Şifalı bitkiler kullanılarak yapılan tedavilerde hastaların iyileşmesi garanti altına alınırken türlü kimyevi ilaçların riskine katlanmak zorunluluğu da ortadan kalkmaktadır. Enteresandır yer yüzünün her yerinde yüzlerce senedir kullanılmakta olan tedavi teknikleri bir biriyle ispatlanmış iletişim kurmayan toplumlarda dahi aynıdır. Mesela Avrupalı eski kavimlerin geleneklerinde olan türlü tedavi teknikleri Kızılderili ile Doğu Asya kavimlerinde de gözlemlenmiştir. Tüketim biçimleri bire bir aynı olmasa da çoğu defa ortak noktalar dikkat çekmektedir. Bu hal da bitkilerin güvenilir iyileşme teknikleri olduğunun bir ispatıdır.

            Aslan Kuyruğu ismi verilen bitki türü de yer yüzünün pek çok bölgesinde yüzlerce senedir etkili olan gıdalar içerisindedir. Aslan Kuyruğu daha çok Avrupa ' da yetişebilmektedir. Fakat türlü Asya ülkeleriyle Amerika ' nın kuzeyinde de bu otun üretildiği hemde kullanılmakta olduğu tespit edilmiştir. Aslan Kuyruğu daha çok soğuk ülkelerin otudur. Avrupa ' da da daha çok Kuzey ile İskandinavya ülkelerinde yetiştiği bilinmektedir.

            Aslan Kuyruğu otu bir metreden aşkın uzunluğa ulaşabilir. Bahar mevsiminde dallar etrafında yüzlerce çiçek meydana getiren bitkinin yaprak kısmı ise biraz daha ayrıksıdır. Bu haliyle orjinal yapısı meydana çıkmaktadır. Kokusu ile tadı gayet iyi olan otun yeşil yaprak kısmı da ilgi çekici bir görsel şölen sunmaktadır. Kuşkusuz bitkisel tedavi yöntemleri bakımından da büyük yararlar taşımaktadır.

            Aslan Kuyruğu bitkisi çay olarak kullanımı yapılabilmektedir. Bunun Dışında bitki özsuyundan oluşturulan sıvılar da gıda desteğinde ve ilaç üretiminde kullanılır. Bu bitki türü gövdesi, dalları, Yaprak kısmı ve çiçekleriyle tam olarak tıbbın konusu şekline gelmiş bir bitki türüdür. Çay olarak hazırlanışı bir su bardağı suya üç ya da 4 gram ufalanmış bitki atılması ve beraber kaynatılması tarzındadır. Daha sonra süzülerek içilir. Öbür tüketim şekli de bitkiden elde edilen sıvıların farklı biçimlerde Dahilen olarak kullanılabilmesidir. Bu bitkiden elde edilen macunların da sıklıkla tüketildiği bilinmektedir.

Aslan Kuyruğu Yararları
• En fazla kalp ve damarlarda karşılaşılan problemler amacıyla kullanılır. Kalp problemlerinin çözümünde aktif rol oynar.
• Kalbin düzensiz ya da süratli atışı sorununu ortadan kaldırarak düzenli kalp atışı sağlar.
• Adet düzensizliğini ortadan kaldırır.

• İyi bir sakinleştiricidir. Depresyon ilaçları kadar faydalı tesir yapar.

19 Ekim 2013

Alıç (Crataegus Monogyna)


Alıç , altı metreye dek uzayabilen nadir olarak on iki metreye ulaşabilen, dikenlerle bezeli bir ağaçtır. Pembe ile beyaz renge sahip çiçekleri açar, daha çok yabani olarak yetişmektedir. Meyveleri muşmulaya benzeri, kırmızı ya da koyu sarı renklerdedir. Alıç meyvesinin tadı mayhoştur, ekşi muşmula olarak da bilinmektedir. Özellikle C vitamini olmak üzere türlü vitaminler içerir.

Alıç yaprağı, çiçeği ve meyvesi kullanılmaktadır. Alıç çiçeğinden yapılan alıç çayı, kalp krizi tehlikesini azaltır hemde kalp krizi sonrası tedaviyi kolaylaştırır. Lapa durumuna getirilip şişliklerin üstüne konursa, şişliklerin inmesine yararı olur. Alıcın sıvısı şerbet yapılıp içilirse baş ağrısına uygun gelir. Epey süreli tüketildiğinde bedende alışkanlık yapmaz hemde fazlası birikerek bünye için zarar verici olabilecek maddeler oluşturmaz. Bu sebeple de rahatlıkla uzun zaman kullanılmaktadır. Alıç sirkesi yapılarak da pek çok hastalığın tedavisinde destek olarak kullanılmaktadır. Sirkesi ağırlıklı olarak Bolu ' da üretilmekle beraber Bolu sayılmazsa da Ayvalık ' ta Cunda Adası ' nda bir miktar üretimi yapılmaktadır.

Genellikle dağlık bölgelerde ile çalılık bölgelerde yetişen alıç ağacı, hafızayı hemde kalp kaslarını güçlendirme tesiri bulunmaktadır. Aynı sürede meyvesi, kalp ile damar rahatsızlıklarına karşı tabi bir ilaç olarak gösterilen şifalı bitkiler içinde sayılmaktadır. Bu nedenle de kalbin en yararlı ilacı olarak tanımlanabilir.

Alıç Yararları
• Anjin, ateroskleroz, konjestif, hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi kalp damar hastalıklarından korunmak amacıyla ve iyileşme esnasında tıbbi tedaviye destek olarak kullanılmaktadır,
• Alıcın içeriğinde olan bioflavonoid maddesi antioksidan özellik taşır,
• Kalbin oksijen ile kan akışının artmasına destek olarak, kan damarlarının duvarlarını kuvvetlendirir, • Kalp ritim bozuklukları, sinirsel çarpıntılar, ağır enfeksiyon rahatsızlıkları sonrasında kalp kasları zafiyet, kalp krizi sonrası, yüksek kan basıncını ile damar sertliğinin iyileştirilmesinde çok faydalıdır,
• Yüksek tansiyonu azaltır,
• Kolesterolü azaltır,
• Sinir sistemini yatıştırır ve kasılmaları azaltır,
• İdrar söktürücüdür,
• Böbrek kumlarını döker,
• Kabızlığı giderir, ishali keser,
• Mideyi güçlendirir, safranın çoğalmasını engeller,
• Boğaz iltihabına ve göğüs nezlesine faydalı gelir,
• Uykusuzluk için, uyku düzenleyici olarak tavsiye edilir,
• Zayıflama gayesiyle diyete destek olarak kullanılmaktadır,
• Cinsel gücü arttırır,
• Beyne giden kan akışını yükseltir,

• Şeker rahatsızlığına faydalı gelir.

14 Ekim 2013

Genç Görünmek İçin Aloe Vera

Uzmanlar, lekeli ciltlere üzüm çekirdeği, dut ve meyan kökü ekstresi ile bakım ve orta derinlikte peeling; kuru ciltlere jojoba yağı, primrose oil, avokado yağı ile masaj; yağlı ve akneli ciltlere ise beyaz kil maskesi ile deniz yosunu özü, lipozom maya konsantresi ile bakım ile genç ve sağlıklı bir cilt ile zamana meydan okunulabileceğini belirtiyor.
Normal cilde oksijen veren maskeler ile bakımın etkinliğini arttırılırken; hassas cilt bakımında yeşil çay, aloe vera, yaban mersini, ahududu gibi yatıştırıcıların kullanılabileceği ve K vitamini ile damar duvarlarının güçlendirilebileceğini ifade ediliyor.
Koru Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhterem Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, derinin organizmayı dış etkenlere karşı koruyan, sıvı ve ısı dengesini sağlayan, salgı yapan, duysal ve immünolojik işlevi olan, insan vücudunun yaklaşık 2 metrekaresini kaplayan en büyük organ olduğunu söyledi.
Çevredeki değişikliklerden ilk olarak cildin etkilendiğini, cildin iç ve dış ortam arasında bariyer görevi yaptığını belirten Polat, çevresel ve mevsimsel değişikliklere uyum sağlayamayan cildin zamanla inceldiğine ve yıprandığına dikkati çekti. Polat, cildin,güneş ışınları, olumsuz çevre koşulları, uzun süreli rahatsızlıklar ve ilaç kullanımı, hormonlu gıdalar, dengesiz beslenme ve sigara gibi etkenlerle yıprandığını dile getiren Polat, zamanla ciltte kırışıklıklar, sararma, kahverengi lekeler, ince kırmızı damarlanmalar gibi renk değişikliği, gevşeklik ve esneklik kaybı gözlendiğini ve bu durumun bakımsızlık halinde daha da hızlandığı uyarısında bulundu.
Polat, zamanın ve olumsuz faktörlerin cilde vereceği zararın azaltılması ya da geciktirilmesinin cilt yapısına uygun bakımla mümkün olduğunu belirterek, cilt bakımının yanlış uygulandığında da zararlı olabileceğini belirtti.
-KURU CİLT, ERKEN KIRIŞMAYA MÜSAİT-
Bakımın, kişinin cilt tipine göre yapılması gerektiğinin altını çizen Polat’ın verdiği bilgiye göre, kozmetikkullanımına ya da güneş hasarına bağlı, gebelik sırasında veya ilaçlara bağlı oluşan lekeli ciltlere pretinol, glikolik bileşik, vitamin C, vitamin E, üzüm çekirdeği ekstresi, dut ve meyan kökü ekstresi aktif içerikleri ile temel bakım öneriliyor. Aydınlatıcı komplex serum ve maskeler kullanılıyor. UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan mikronize çinko oksit ve titanyum dioksit filtreler içeren koruyucular uygulanıyor. Daha iyi sonuçlar için orta derinlikte peeling yapılması tavsiye ediliyor.
Gözenekler küçük, ince bir üst deriye sahip, yağ salgısı normalin altında özellik taşıyan, mat ve nem oranı düşük kuru ciltler, erken kırışmaya müsait oluyor. Soğuk hava, rüzgar, uv ışınları, kötü hava şartları cildin kötüleşmesine yol açabiliyor. Kuru ciltlerde erken yaştan itibaren bilinçli bir bakım uygulanırsa, erken yaşlanmanın önüne geçilebiliyor.
Kuru cilt bakımında, nazikçe cilt ölü hücrelerden arındırılıyor, kir ve makyajı temizleniyor. Vitamin E, Superoxide dismutase, green tea extract, co-enzyme Q-10 aktif içerikleri ile serbest oksijen radikalleri gideriliyor, allantoin, bisabolol, maya extract aktif içerikleri ile yatıştırılıyor. Cilt özelliğine göre maskeler ile bakımın etkinliğini arttırılıyor. Hyaluronik asit ve gliserin ile nemlendiriliyor, jojoba yağı, primrose oil, avokado yağı ile masajdan sonra UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan mikronize çinko oksit ve titanyum dioksit filtreler içeren koruyucular öneriliyor.
-YAĞLI CİLTLERDE SARKMA RİSKİ YÜKSEK-
Parlak görüntülü yağlı ciltlerde ise parlaklık yüzün her bölgesinde görülüyor ve gözeneklerin içi dolu, siyah nokta ve sivilce oluşumuna müsait oluyor. Yağlı cilt, daha uzun süre diri kalıyor, daha az çizgi oluşabiliyor, ancak bakımına dikkat edilmezse sarkma riski artıyor. Yaşlandıkça kırışıklıktan çok derin çizgiler belirgin hale geliyor.
Glikolik bileşik, cildin doğal pH’sı ile uyumlu olarak en hassas ciltlerde bile sağlıklı ve genç bir görünüm sağlıyor, genişlemiş gözeneklerin görünümü azalıyor ve tıkalı gözenekleri açmaya, yağ salgısını düzenlemeye yardımcı oluyor. Salisilik bileşik gözeneklerdeki yağ blokajını azaltan lipidde çözülebilen bir soyucudur. Aynı zamanda yağlı, problemli ciltler için çok gereken antimikrobik, antiseptik özelliği bulunuyor. Komedon temizliği yağlı cilt bakımının en önemli parçasını teşkil ediyor. A vitamini, laktik asit, deniz yosunu özü, lipozom maya konsantresi de yağlı ciltlerde öneriliyor. Fransız beyaz kil maskesi ile yağlı parlak görünüm, genişlemiş gözenekler ve sivilceler kontrol altına alınıyor, cilt arındırılıyor ve onarılıyor. UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan mikronize çinko oksit ve titanyum dioksit filtreler içeren koruyucular ile yağlı cilt bakımı tamamlanıyor.
-OLGUN CİLTLERİN BAKIMINDA ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ EKSTRESİ-
Kadınların ciltlerinde, menopoz öncesinde, sırasında ve sonrasında hormonal değişikliklere bağlı olarak sivilcelenme, tüylenme, lekelenme ya da çizgilerin çoğalması gibi durumlar gelişebiliyor.
Olgun cilt bakımında cilt ölü hücrelerden arındırılıyor, kir ve makyajı temizleniyor, E vitamini, Co-enzyme Q-10, C vitamini, üzüm çekirdeği ekstresi, yeşilçay özü, papaya enzimi, retinyl palmitate aktif içerikleri ile temel bakım yapılıyor. Peptid içeren serumlar, lifting maskeler ile bakımın etkinliğini arttırdıktan sonra yine koruyucular sürülüyor.
-NORMAL CİLTLERE AVOKADO YAĞI İLE MASAJI-
Ortalama gözenekli normal ciltlerde ise burun ve çenede daha çok gözenek olabiliyor, ancak siyah nokta ve sivilce sorunu görülmüyor. Yaş ilerledikçe derinin güzelliğini ve kalitesini kaybetmemesi için genç yaşlardan itibaren koruyucu bakım uygulanması ve doğru bakım ürünleri ile cildin desteklenmesi tavsiye ediliyor.
Normal cilt bakımında da cilt, ölü hücrelerden arındırıyor, temizleniyor ve vitamin E, Superoxide dismutase, green tea extract, aloe vera, co-enzyme Q-10, allantoin, bisabolol, maya extract, GM glukan aktif içerikleri ile temel bakım yapılıyor. Oksijen veren maskeler ile bakımın etkinliğini arttırılıyor. Avokado yağı ile masajın ardından UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan koruyucular kullanılıyor.
-HASSAS CİLTLERE K VİTAMİNİ-
Açık tenli ve renkli gözlü insanlarda hassas cilt yapısı görülüyor. Bariyer fonksiyonu azalmış olan bu cilt, üzerine sürülen herşeye karşı savunmasız olduğundan, yumuşak ürünler kullanılıyor.
Ciltteki hassasiyet uygun cilt bakımı ile kontrol altına alınıyor. Ceramidler, cholesterol, linoleik ve linolenik asit, dimethicon, cyclomethicone cildi koruyan ve epidermisi güçlendiren aktif içerikler, nemlendirici ve antioksidanlar bu bakımın temelini oluşturuyor. Yeşil çay, aloevera, yaban mersini, ahududu gibi yatıştırıcılar kullanılıyor. K vitamini ile damar duvarları güçlendiriliyor ve UVA ve UVB’ye karşı tam koruma sağlayan koruyucular uygulanıyor.

Kaynak

10 Ekim 2013

Ahududu (Rubus İdaeus)


            Ahududu bütün yeryüzünde olduğu gibi yurdumuzda da şöhretli bir bitki türüdür. Lezzetli bir meyvesi bulunan bitki türü eski Yunan mitolojilerinde de kutsal bir bitki türü olarak geçmektedir. Kırmızı renge sahip hemde tatlı olan otun bir fazla faydaları bulunmakla beraber yalnızca lezzeti amacıyla da tercih edildiği bilinmektedir. Frambuaz olarak da isimlendirilen bu otun en meşhur tüketim alanlarından bir tanesi cheesecake yapımıdır. Diğer yandan bu meyveden elde edilen sosla dondurma başta bulunmak üzere türlü tatlıların da içerisinde olduğu mahsuller de üretilmektedir.

            Ahududu meyvesinin en geniş tüketim alanlarından bir tanesi de sağlık amacıyla kullanımıdır. Ahududu içerisinde bulunan maddeler, diyabet hastaları başta bulunmak üzere, romatizmal hastalık çekenler, bronşit sorunundan muzdarip olanlar, idrar yolları enfeksiyonlarına yakalananlar aracılığıyla kullanılmaktadır. Tedavisine destek olabildiği rahatsızlıklar içinde mide ekşimesi, ağız enfeksiyonları, akciğer problemleri benzeri rahatsızlıklar da sayılmaktadır.

            Ahududu otu İda Dağı Böğürtleni olarak da tanınmaktadır. Bu gün vatanımız sınırlarında kalan bu dağın farklı bir adı da Kaz Dağları ' dır. Yunan mitolojisinde sıklıkla bahsedilen bu dağ kutsal Zeus ' un yaşadığı yerdir. Frambuaz da yeryüzü tarihinin en eski sıhhat kaynakları arasına girmiş hemde tıp tarihinde değerli bir yer kaplamıştır.

            Bitkisel tedavi gayesiyle kullanılmakta olan ürünlerin çoğunun modern zamanlarda yaşadığı talihsizlikler ahududu meyvesinin başına gelmemiştir. Bilindiği tüm dönemlerde şöhretli bir bitki türü olan ahududu Avrupa ' da da üretilmiş, Anadolu ile Avrupa ' daki üretilme noktalarından dünyaya yayılmıştır. Bitkisel ürünler kategorisi ismi altında üretimi yapılan sıhhat kaynakları içerisinde de değerli bir yer kaplamış, yer yüzünün pek çok yerinde lezzeti ile sağlıklılığı ile tercih edilmiştir.

            Frambuaz ' ın tüketim alanları içerisinde sıralananlar arasına dahil edilmesi gerekli olan değerli bir tüketim alanı da otun sağlık gayesiyle çay olarak hazırlanmasıdır. Çayın hazırlanışı benzerlerinden biraz ayrıdır. Evvel soğuk suda bekletilir, sonra aynı suda kaynatılır. Sonrasında da süzgeç yardımıyla servis edilir.

            Ahududu Yararları
            Ahududu bitkisi farklı metabolizmik faaliyetlerin düzenlenmesi görevi yapar. Bunların en önemlisi de adet düzensizliğidir.
            İshal benzeri farklı bağırsak problemlerinde aktif çözüm sağlar.
            Boğaz ile akciğer rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.
            Diş etlerinde yaşanan çekilme sorunu başta olmak üzere pek çok ağız ile diş rahatsızlığının çözümünde kullanılmaktadır.

            Mide bulantısı ile mide problemlerinin çözümünde kullanılmaktadır.

7 Ekim 2013

Ahlat (Pyrus elaeagrifolia)


    Ahlat hususunda genel nitelikleri ile alakalı bilgi verecek olursak ; Gülgiller ailesinden olan bir türdür. Bu meyve ismini aldığı Ahlat ağacı üstünde yetişebilmektedir. Ahlat ağacının latince ismi Pyrus elaeagrifolia’dır. Her yerde olabilen hemde kendi kendine yetişebilen ahlat ağacı toplum arasında yaban armudu ya da çakal armudu olarak da bilinmektedir. Bu ağaç kendi kendine olgunlaşma özelliğine sahip olan bir çeşide sahip olup, üstüne armut aşılanmaktadır. Ahlat meyvesi tam olarak anlamıyla büyüdükten sonra tüketilebilir. Büyümeden evvel tüketilmesi kesinlikle tavsiye edilmez. Zira hiçbir faydası görülmez.

             Bitkisel tedavi yani öteki ismiyle tanınan alternatif tıpta her türlü otun önemi ile yeri olabildiğince çokdur. Şifalı bitkiler deyince aklımıza yalnızca birtakım karmaşık bitkiler gelmemelidir. Pek fazla meyve ve sebze de bu faydalı bitkiler içinde sayılmaktadır. Dolayısıyla hepsinin farklı bir görevi ile farklı bir yeri vardır. Ahlat yani yaban armudu da doğal iyileşme amacıyla yararlanılan faydalı otlar ailesinde yer elde etmektedir.

                Pek fazla meyvenin olabildiği gibi elbette ahlatın da tanınan bir takım problemler amacıyla hususi yararları vardır.
 
Ahlatın yararları

• Öncelikli olarak zehirli hayvanların ısırmalarında ya da sokmalarında kullanılarak zehrin bedenden atılmasına destek olur. Bunun amacıyla meyvenin filizleri dövülerek yaralı alana konmalı ve beklenilmelidir.
• Ahlat meyvesini yemek ishal rahatsızlığını önler hemde insanın kendisini toparlamasına destek olur.
• Astıma karşı yararlıdır,
• Böbrekleri çalıştırır,
• Kalbe faydalı gelir

                Tabiatın eczanesinde ahlat ağacı benzeri daha fazla çok keşfedilmeyi ve tanınmayı bekleyen otlar bulunmaktadır. Tüketim ihtiyacınıza göre bu bitkileri tanımalı hemde kendi yararlarınız doğrultusunda kullanmalısınız. Doğa eczanesi bizlere Allah aracılığıyla verilmiş en büyük hazinelerden bir tanesidir ve orada sorunlara derman olamayacak bir çare bulunmamaktadır.

3 Ekim 2013

Adam Otu


       Patlıcangiller familyasına mensup, adem bitkisi, insan bitkisi benzeri değişik isimlere de sahip olan bitki türüdür. Bu isimlendirme tarzı yalnızca Türkçede değil, yabancı dillerde de bu yönde olmuştur. Latince adı Mandragora’dır ve bu kelimenin “man” halinde olan kökü de insan anlamına gelir.
               
                Adam bitkisi ; dolgun hemde kalın bir köke sahiptir. Bu yapısı itibariyle patlıcanlarla akraba olabildiği çok bellidir çünkü köklerindeki dolgun yapı tıpkı patlıcanların gövde yapısına benzemektedir. Toprak üstünde bir gövdeye sahip değildir. Yeşil Yaprak kısmı yere yayılmış biçimde bulunur. Kazık köklerinin yanı sıra, mor renge yakın tonlarda çiçekler açmaktadır. Bunun dışında Ufak boyutlu meyveleri de mevcuttur.

                Adam bitkisi, şifalı bitkiler içinde belki de en kötü üne sahip olandır. Adının de çağrıştırdığı üzere kökleri ve yapraklarıyla tam olarak bir insan gövdesi ile başını akla getiren bu bitki türü, geçmiş zamanlardan beri revaçta olmuştur. Fakat tarihin bir takım kesimlerinde ; dağıttığı şifa ile değil, büyücülük faaliyetlerinde kullanılmasıyla nam salmıştır. Pek tabi olarak kişinin vücudunu tıpatıp çağrıştıran görünümünün bundaki tesiri büyüktür. Bilhassa eski Mısır uygarlığında bu sebeple sıklıkla kullanılmakta olduğu bilinmektedir. Bunu, aynı doğrultuda Roma dönemi izler. Bunun dışında o dönemlerde nadir görülen ve pahalı bir niteliğine büründüğünü de belirtelim.

                Her ne denli geçmişte bu biçimde bir tüketimi olsa da günümüz itibariyle adam bitkisi yararları artık bir çok kaynakta gün yüzüne çıkarılarak bitkisel tedavi amacı ile kullanılır. Bu sebeple başta şifalı bitkiler konusuna ilgi duyanlar özellikle olmak üzere pek çok kişi adam bitkisi nitelikleri bakımından bilgilendirilebilmektedir. Adam otunun insana sağladığı yararlardan bir kaçı şu şekildedir ;

• Merhemi baş ağrısını dindirir,
• İdrar yollarındaki yanma hissini giderir,
• Bağırsak problemlerine faydalı gelir,
• Derideki alerjik oluşumların iyileşmesinde etkin rol oynar,
• Bağışıklık sistemine katkıda bulunmaktadır,
• Cinsel isteği güçlendirici tesiri bulunmaktadır,
• İshal yapıcı etkisi ile kabızlığa karşı etkin rol oynar,
• Etkili derecede uyuşturucu etkisi bulunmaktadır.


                Adam otunun yararları artırılabilir ama en başta sayılması gerekenler bu şekildedir. Hatırlatılması gereklidir ki adam bitkisi yüksek dozda uyuşturucu tesir yapabilen bir bitki türüdür. Bu nedenle kullanımdan evvel bir hekime danışılması önem arz etmektedir.

28 Eylül 2013

Acı Bakla (Lupinus)


         Acı bakla toplum içinde delice bakla, termiye ya da yahudi baklası olarak da tanınmaktadır. Acı bakla nitelikleri hususunda malumat verilecek olunursa ; ilk olarak yapraklarının el biçiminde hemde aynı zamanda fazlaca parçalı olduğunu söylemek mümkündür. Bununla beraber çiçek veren bir bitki türüdür ve çiçeklerinin rengi beyazdır. Aynı sürede uzunluğu ise takriben olarak 1 metreye dek gelişme ve uzama imkânı bulur.
  
        Acı bakla sıvısı çoğunlukla toplum içinde olabildiğince bilinmekte ve içilmektedir. Bu bitki çeşiti asırlardan beri insanoğlu içinde her soruna çare olan bitkilerin başında gelir. Tabiatın türlü mucizelerinden bir tanesi olan bu otu doğru biçimde kullanmak ve yine doğru biçimde kendisinden yararlanmak gerekmektedir. Aksi takdirde her şeyin bir yan tesiri olabildiği gibi bu bitki çeşiti için de kötü sonuçlarla karşılaşmak olasıdır.

Acı bakla yararları 

• İdrar yapmakta zorluk çeken kimseler amacıyla idrar arttırıcı hemde rahatlatıcıdır.
• Bağırsakta meydana gelen parazitler için kesin çözümdür. Parazitlerin kaybına ve ölmesine destek olur.
• Şeker hastaları için başta sıvısı tüketilirse, şekeri eskiye kıyasla daha dengelenmiş hemde kontrol altına alınmış olur.
• Regl dönemini sancılı geçiren kadınlarımızın kanamasını arttırır hemde basitleştirir.
• Doğum sonrasında kadınlarda meydana gelen akıntıları azaltır ve yavaşlatır.
Acı bakla tohumundan yapılarak elde edilecek olan lapa ise İnsanların derilerinde meydana gelen türlü lekelere ve yaralara iyi gelir, cildi iyileştirerek tedavi eder.

           Tohumları olabildiğince acı olan bu otun öncelikli olarak tohumlarından kurtulmalısınız. Bunun için ilk olarak otu kaynatınız ve tohumlarını dökünüz. Tohumlardan sonrasında derinizi için kullanmak üzere bir lapa hazırlayabilirsiniz. Kabuğu soyulan acı baklanın taneleri tüketilebilir.

            Bitkisel tedavi kolunda birbirlerinden farklı ve değişik, daha öncesinde hiç denk gelmediğiniz ya da duymadığınız otlar kullanılmaktadır. Şifalı bitkiler doğal ortamda bizler uğruna keşfedilmeyi bekleyen kıymetli hazinelerdir. Doğa eczanesi bizlere kapısını sonsuza dek aralayarak bunları insanlığın hizmetine sunmuştur. Bilirkişilerce bu bitkilerin keşfedilmesi ve insanoğlu için faydalı duruma getirilmesi değerli bir çalışma alanıdır.

24 Eylül 2013

Abdestbozan Otu (Pimpinella saxisfrage)


             Abdestbozan bitkisi nitelikleri pek çok dilde farklı adları olan abdestbozan bitkisi rutubetli ve nemli ortamları sever. Boyları altmış - yetmiş santimetre’ye dek ulaşabilen bu faydalı bitkilerin yeşil ve kırmızı renklerde göze hitap edebilen taç yaprakları bulunmaktadır. Abdestbozan bitkisinin kökü fazlaca acıdır ve bergapten, pimpinellin ve sphondin içerir. 
              Abdestbozan bitkisi ilkbaharda çiçek açar ve son bahar mevsiminde ise çiçekleri meyveye dönüşür. Alternatif tıp tedavilerinde kullanılmakta olan abdestbozan bitkisi yurdumuzda genellikle Akdeniz ikliminin egemen olduğu, Akdeniz ve Ege kesimlerinde yetişmektedir. 
              Abdestbozan bitkisi insanlığa şifa verdiği gibi kalın yapraklarından ve kökünden yeşil ve kara renk elde edilen bir bitki türüdür. Toplum içinde ‘geven’ ismi ile de tanınmakta olan abdestbozan bitkisinin Yaprak kısmı salatalara ve yemeklere de taze olarak katılıp çeşni olarak kullanılmaktadır. Tabiatın insanlığa armağanı olan bu faydalı bitki çeşidi kolayca temin edilebileceği gibi kolayca da kullanılabilmektedir. 
              Abdestbozan bitkisi yararları abdestbozan bitkisi pek çok hastalığa şifa olabildiği bilinmektedir ve bitkisel tedavi amacıyla yetiştirilmektedir. Özellikle üst yolunum enfeksiyonlarına ve iltihaplarına olduğu devayla nam salan abdestbozan bitkisi yapraklarının ve kökünün kaynatıldıktan sonra içilmesiyle boğazdaki balgamı sökerek öksürüğün azalmasına destek olmaktadır. Bu sebeple abdestbozan bitkisi öksürüğün neden olabildiği göğüs ağrılarına da yararlı gelerek bronşit benzeri öteki solunum rahatsızlıklarının tedavisine de destek olmaktadır. 
              Bu faydalı bitki türü migren, sinüzit gibi hastalıkların neden gösterdiği baş ağrıları için kullanılacağı gibi, bulaşıcı hastalıkların başında gelen boğmacanın iyileştirilmesinde de yine fazlaca başarılıdır. Aynı sürede abdestbozan bitkisi bademcik ağrılarına ve şişlerine iyi gelir ve boğazda meydana gelen iltihabı söker. Mide yanması ve bağırsak gazlarını gidererek karın bölgesi şikâyetlerini azaltır ve idrar yollarına olabildiğince iyi gelmektedir. 
              Bunun dışında gövdesinin kaynatıldıktan sonra, içilmesiyle diyabet rahatsızlığına iyi geldiği bilinmektedir. Kurutulmuş yaprakları bal ile karıştırılarak kullanılır ise ses kısıklığına yararlı gelir. Bu şifa deposu bitki türü sancılı çıbanların uç verip rahatlamasına destek olur ve sürekli kullanımında ise tam olarak tedavi olmasını sağlar. Gülgiller ailesinden gelen abdestbozan bitkisi mideyi güçlendirir ve rahatlatır, bünyeye canlılık verir, ateşi düşürür ve bunun dışında burun kanamalarını durdurmada da olabildiğince başarılıdır. Abdestbozan bitkisi verdiği şifalardan dolayı naturel aspirin olarak da bilinmektedir.

29 Ağustos 2013

Anason Bitkisinin Faydaları

Anason Otu : Gövdesi dik, fazla dallı ve tüylü bir bitki türüdür. Yaprakları uzun saplı ve yuvarlak şekillidir, ak renge sahip çiçek açar. Kırlarda yetişmektedir, ayrı olarak bahçelerde de yetiştirilebilmektedir.

Anasonun Yararları :

  • Sindirimi kolaylaştırır ve şişkinliği engeller. 
  • Gaz giderici etkisi ile mide ile bağırsak gazlarına karşı yararlıdır. 
  • İştahsızlığı ve bulantıyı giderir. İshali ve kusmayı keser. 
  • Rahatlatıcı tesiri sebebiyle sinirleri yatıştırır, ağrıları hafifletir, baş ağrısına da yararlı gelir.
  • Kan dolaşımının sürekli olmasına destek olur, kalbi güçlendirir. 
  • Öksürüğe yararlı gelir ; astım, bronşit ile nefes darlığı şikâyetlerini azaltır. 
  • Anasonun faydaları içinde adet kanamalarını düzene sokmaya destek olması ile anne sütünü arttırıcı tesiri de vardır. 


 Anason Nasıl Kullanılır ? Anason kaynatılarak anason çayı hazırlanabilir. Anason çayı içilirse nefes darlığı ile öksürüğe yararlı gelir. Yemeklerden sonra içilirse gazı giderir. Anason etle bir arada kullanılırsa ete farklı bir lezzet katar. Gözlere sürme olarak da çekilebilir.

UYARILAR : Bilinen hiç bir yan tesiri bulunmaz. Süreğen böbrek rahatsızlıklarında hekime danışılması
doğru olur.

Tüketim Biçimleri 

Çay hazırlamak : Bir tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki türü, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak on - on beş dakika demlendikten sonra süzülür. Günde iki - dört bardak çay, aç karnına ya da öğün aralarında, soğutulmadan içilir. Taze bitki türü tüketilmesi anında dört - beş dakika demleme süresi yeterlidir.

Tentür : Günde üç - beş kere, on - on beş damla D1 inceltisindeki tentür direkt Lisan üzerine ya da yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Çay olarak kullanılmakta olduğu her yerde tentür olarak da kullanılabilmektedir.

Üçlü Çay Harmanı : Sarı ballıbaba, altınbaşak ile yoğurtotu eşit düzeyde karıştırılır. Bu karışımdan yarım tatlı kasığı dolusu, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, beş - altı dakika demlendikten sonra süzülür. Gün süresince iki - dört bardak içilir